Meral Varuy Blog’unda Ben…

Sevgili Münteha  Kagider‘e üye olduğu günden beri, çok renkli, bana göre çok farklı kültürle büyümüş, sıra dışı,  orjinal, katkısız,Urfa’lı arkadaşım.İstanbul’da Kalamış’da  ve Bodrum’ da evlerimiz çok yakın. Birbirimizi  çok  kolay görebiliyoruz. Çok sevdiğim tatlı kızları ve eşi Alpaslan ile de beraber her zaman keyifli vakit geçirme şansına sahibiz. Özellikle de ortak toplantılar için karşıya geçerken, yoğun trafikte, çoğu zaman beraber geçerek, uzun uzun bir arada olmanın keyfini çıkarıyoruz.Beraber çok seyahat ettik, zaman zaman  oda arkadaşı olduk. Çok güldük eğlendik, bazen üzüldük, endişelendik. Bazen ortak projelerde gönüllü olduk. beraber  çalıştık. Bu gün, bu çok renkli, çok sesli, çoşkulu, heyacan dolu, çok farklı özellikleriyle sevgili arkadaşım, Münteha Adalı‘nın girişimcilik öyküsünü paylaşacağım. Genelde yaptığım gibi, biraz onun anlatımıyla aktaracağım, biraz ben  anlatacağım.Bu hikayede ;ortak proje konumuz Başarısız Olmanın Dayanılmaz Hafifliği‘nde  olduğu gibi; başarıları da, başarısızlıkları da,   hataları da   Münteha’nın anlatımını da ekleyerek paylaşmaya çalıştım.Hikayeye önce aşağıda sevgili Münteha ile ofisinde yapılan bir röportajı ekleyerek başladım.

İSTANBULA GELİŞ ;1977-1978 yıllarında Güneydoğu’da terör olayları başlayınca çoğu aile gibi onlarda Urfa’dan İstanbul’a göç ediyorlar. İlk izlenimlerini “sanki  ülkeler arası değişim yaşamış gibi hissettim,” diye anlatıyor. Toprak sahibi, köyleri olan geniş  aile kültürü içinde büyük evlerde tüm aile ve akrabalarla hep bir arada yaşanılan düzenden; çocuklarının, ailesinin  güvenliği için babalarının  kararı ile Erenköy’de üç oda bir salon apartman katına gelmek, tüm aile için travma etkisi yapıyor..

Yukarıdaki resimde kucakta olan minik güzel kız Münteha, ailenin sekiz çocuğundan yedincisi. Sekizinci çocuk henüz doğmamış. Böyle bir aileye sahip olmak da kolay değil, çocuk olmak da.Sevgili Münteha  1979 da ailece İstanbul’a gelişini böyle anlatıyor. Kalabalık ailesinin içinde sekiz çocuktan yedincisi olmak (6 kız, 2 erkek, kardeş.) Münteha’nın   küçük yaşlardan itibaren bir  örgütlenme içinde olmasını  sağlamış.

Çocuk yaşlardan itibaren kendini kalabalıklar içinde; yalnız ve hep olgun olmak zorunda  hissediyor. Destek almayı bilmiyor. İçinde olduğu durumdan biran önce çıkmak, televizyonlarda seyrettiği farklı, özel bireysel, özgür  yaşama kavuşmak istiyor. İlk günler attan inip eşeğe binmek gibi bir şeydi.” diyor. Annenin güçlü liderlik özelliği onu etkiliyor. Evdeki geleneksel yapıyı kırmak için hep iyi bir gözlemci oluyor. Anne babayı hiçbir zaman karşısına almadan çözüm üretiyor. Özgürlüğü için mücadele ediyor. Bunun için bedel ödemesi gerektiğine inanıyor. Koşulsuz başarılı olmaya şartlanıyor. Lise yıllarında geldiği Erenköy lisesinde Güneydoğu Anadolu’dan gelmiş olması kendini eksik ve yalnız hissettiriyor. Arkadaşları ile uyum sağlamakta zorlanıyor. Lisede ilk arkadaşı kendi gibi Güneydoğu Anadolu’dan gelen sevgili Ayşe Lerzan oluyor. Birbirlerini anlamaları çok daha kolay oluyor. Ailesinin köklerinde  Kafkas Türkleri de var. Siverek’te yaşayan büyük aile de Kürtçe, Arapça, zazaça konuşuluyor. Geldiği bölgenin farklı şartları ve farklı  kültür zenginliği, onun ilerideki dönemlerde hep artıları ve başarı nedenleri oluyor. Dezavantaj gibi gözüken her durumu  avantaja dönüştürmeyi keşfediyor.

İLK İŞ HAYATI, YKB’NİN HAYATINDAKİ ÖNEMİ;Abisinin yönlendirmesi ile açık Öğretim Üniversitesinde normal bir öğrenci gibi okuyup mezun oluyor. Sonra da Yapı Kredi Tarlabaşı  şubesinde çalışmaya başlıyor, kendi anlatımıyla Tarlabaşı sonrası Taksim şubesine tayin oluşunu “ önce pavyona düştüm sonra assolist oldum”  diyerek bu süreci esprili şekilde  özetliyor.Memurluğun ona uygun olmadığını daha ilk günden fark edip müşteri iletişimini sevdiğinden bu sürece katlanıyor, Bankada çalışmaya başladığı ilk günden itibaren bu süreci üstüne para aldığıbir kurs olarak gördüğünüifade ediyor.

Bankada eğitimci olduğu dönem de iş arkadaşlarıyla.Bankada çalışmaya başladıktan sonra dış işlemler  departmanına geçerse kariyerinin farklı olacağını hissediyor.  Tarlabaşı şubesinde bilgisayar sisteminin ve dış işlemler departmanı olmamasına rağmen bu bölümün kurulmasına, ne yapıp edip dış işlemleri öğreneceğini şube müdürüne söyleyerek ikna ediyor, 3 yılda şef ve kariyer planlamada ithalat-ihracat ve kambiyo dersleri vermek üzere eğitimler veren eğitmen oluyor.

EVLİLİK VE GÜVENSAN’A GEÇİŞ;Bankada; üçüncü senesinde kocası ile tanışıyor, 1994 de de sevgili Alparslan ile evleniyorlar. Kocası 1992 de arkadaşları ile ( sanayi tipi temizlik makineleri ve temizlik sektörünün ihtiyaçlarına yönelik ürün  ithalatı ve temizlik hizmeti veren)   kendi şirketini  kuruyor, Münteha şirket kurulduktan sonra, ilk seneler bankada çalışmaya devam ediyor. Bir müddet sonra bankada ki çok başarılı kariyerine hiç umulmadık( aslında içinde planladığı kariyer planı ile)  herkese göre   bir anda alınmış karar gibi  dokuz sene sonra son veriyor.1996 da kendi işini yapmak isteği ( girişimciliği özgürlük olarak tanımlıyor ) yani özgürlüğe geçişi eşinin yanına giderek ve  yavaş yavaş kendini kabul ettirerek  çok farklı konulara el atma, yönetimde ve iş de devrim niteliğindeki çalışmaları sonunda; şirket Münteha ile bambaşka başarılı bir yola giriyor.Bankadan ayrıldığının 1.ayında Eczacıbaşı-Baxter ihalesine girerek ilk büyük işini, 1 yıl sonrada ( 13 yıl devam edecek olan )  çalıştığı banka olan Yapı Kredi  bankasını ihalesine katılıp tedarikçisi olarak  çalışmaya başlaması, orada profesyonel olarak çalışırken yazılan performans raporları neden oluyor. “ İş hayatında patronlar için çalışmadığımızı kendi ahlakımız ile iş ürettiğimizi” söyleyen Münteha yani ektiğini biçiyor. “Herkes ne yaparsa kendine yatırım yapar.” sözünün burada çok güzel bir örneği oluyor.Eşi ortaklarından ayrılıyor ve beraberce bu zor iş de,  dengeli, bir sorumluluk paylaşımı ile devam ediyorlar. Kim hangi alanda iyi ise o işi yapsın mantığından hareket ederek iş bölümü yapıyorlar.Girişimcilik günlerinin başlangıcını Münteha aşağıdaki sözleriyle anlatıyor.“Sektör karışık, merdiven altı tabir edilen firmalar çoğunlukta, iş güvenliği ve işçi sağlığı konularında hem rakipler, hem müşteri,  hem de çalışan bilinçli değil, ya  SGK vicdanlara kalmış bir durum.. O kadar çok boşluk vardı ki ticaret yapan her firmanın yapması gereken yasal zorunluluklar, bizim farkımız oldu.  Bu haksız rekabet ortamında kendi yolumuzu belirleyerek bu acımasız rekabet içine girmeden nerede ve kimlerle  nasıl  yol alacağımız konularında  taviz vermeden bugünlere geldik.Bankacı -Müşteri iletişimini maalesef bu sektöre geçtiğimiz de uzun süre bulamadık. Temizlik firması olarak iş almanın zorluğu ile karşılaştığımda şok oldum, uzun saatler kapıda beklemeler, yaptığınız işin önemsenmemesi aslında bu iş için kimse zeka ,iş bilgisi  beklemiyordu .Müşteriler tarafından yönetilen sektörde yapacağım çok şey olduğunu gördüm, yılmadan, bu sektörde çalışmamın nedenlerinden biri bu, diğeri ise vasıfsız eleman; çok ama temizlikçi olmanın  kariyer planlaması olmadığından kimse uzun sürede çalışmak istemiyordu.Vasıfsız eleman en büyük sorundu. Bankadaki eğitmenlik deneyimimi Güvensan da harekete geçirdim ve “ GÜVENSAN AKADEMİ” nin ilk temellerini o yıllarda attık..Bu durumda; tercih edilen firma olmamıza neden oldu. Çalışan herkesi yakından tanımak, onları anlayarak  birlikte çalışarak  sektörü ,işi ve kendi yönetim şeklimizi oluşturmamızı sağladı.  Temizlik elemanı olarak çalışmaya başlayan arkadaşlarım şu anda bölge müdürü olarak bizimle birlikteler. Verdiğim sözlerin arkasında durma, verilmeyecek sözler vermeme hassasiyetlerimiz ile bu konudaki farkımız da sektörde bizi hep farklı bir yere taşıdı.21 yılın içinde olan Güvensan da ki çalışmalardan elde edilen birikim ile bu yıl iki sosyal girişimcilik projesini hayata geçirdik. Bu sektörün boşlukları nedeniyle ev hizmetlerinde çalışan kadınların eğitimi ve yasal  haklarının güvenceye  alınmasından yola çıkarak housekeeper (kusursuz ev işleri eğitim projesi) ile greenstep(sistemli tesis hizmetleri eğitim projesi)  projeleri hayata geçti.Bu iki proje ile hem çalışanların, hem  müşteri haklarının  korunması hedeflenmiştir.Girişimcilik sürecinde  başarısızlığım ve başarım;Kaygılarımı yönetememem nedeniyle çok hatalarım oldu özellikle müşteri ilişkisinde. Kendimi yönetmem için öncelikle  kaygılarımın nedenlerini bulmam gerektiğini fark ettim  ve  bunları  belirleyip yendiğim gün hayatımda başka bir dönem başladı hafifledim, yaratıcılığım ve girişimciliğim daha da gelişti.Ticari hayatımızda yaptığımız  maliyet ve  analizleri kendimiz için de yapmalıyız, ara ara durup soluklanmamız gerektiğini ve faydasını gördüğümü söyleyebilirim.Münteha’nın evlilik yıldönümünlerinin  15. yılında yaptığı kutlama partisi hiç unutulmayacak,kadar Güzel ve sürprizlerle doluydu.

Yukarıdaki süreçte 1998 yılında  evlendikten 4 yıl sonra Zeynep dünyaya geldi,1994-1998 arasında Zeynep’ten büyük olan ilk çocuğum  GÜVENSAN ‘nın doğumu ve gelişimi süreci beni bayağı yormuştu. kızım Miran 2004’te aramıza katıldı.Çocuklarım ile yoğun tempo arasında ilgilenmeye çalışıyordum, koşullar neyi gerektirirse onu yapmaya koşullandığım  için bu durum beni ara ara rahatsız etse de, yoluma devam etim.İş kadını, anne, kadın olmak, hedef ve tutkularım ve karışan duygularım… Bu  karmaşık durumda işte kendimi yalnız hissetmeme neden oluyordu, benimle aynı sorunları yaşayan diğer kadınlara ,arkadaşlara ihtiyacım vardı bu durum beni Kagider ile buluşturdu..

STK SÜRECİ NASIL BAŞLADI;STK’yla tanışmama biraz geç oldu,2004 yılında ki  yardımcım  (şu anda Genel müdür yard.) Sevgili Funda’nın gazetede gördüğü KAGİDER haberini bana göstermesi ile Kagider süreci başladı.Kagider üyesi olduktan  6 ay sonra derneğin kurucusu ve ilk başkanı Meltem Kurtsan’ın 2.dönem  başkanlığında ki Yönetim Kurulunda yedek YK üyesi olarak  görev aldım .İlk STK  tecrübesini farklı bir kariyer yolculuğu olarak gördüm.Yoğun iş hayatı içinde  kendime uzun zamandır yatırım yapmadığımı  fark ettim. Farklı  ortamlarda bulunmayı da  eğitimin bir parçası olarak algıladım. Çok güzel dostluklarım oldu her paylaşımın kıymetini bilerek yol aldım.Ve sonra TOBB’nin İstanbul Kadın Girişimciler Kurulu’nun oluşumunda  Meltem Kurtsa’ın  liderliğinde Kagider’den (Zehra Güngör, Selma Akdoğan, Melek Bar Elmas  inşallah ismini unuttum yoktur  )   birkaç arkadaşla görev aldık..Hep proje üretmeye ve yapılmayanları yapmaya dikkate ederek  STK’cı  yönümü keşfettim etkili çalışmaya  gayret gösterdim.

Derneğe katıldığım ilk günden beri GENÇLER’ in mutlaka aramızda olması gerektiğini  iki tarafın  ihtiyacı olarak görüp bu düşüncemi ilk 2005 yılında paylaştığımda derneğin buna hazır olmadığını fark edip ama GENÇLER fikrinden hiç uzaklaşmadan her ortamda bu konunun gerekliliğini paylaştım.. Ta ki 2011 itibari ile YK üyesi olma sürecinde;  eğer seçilirsek bu projeyi hayata geçireceğim diyerek tutkumun gerçeğe dönüşmesine daha yakınlaşmıştım.Bu fikrime yıllar önce ilk  destek veren de sendin sevgili Meral ..”Ve projenin hayata geçmesinde ki en büyük şans, JPM’ın sponsor olmasıyla hız kazanıyor. Genç Kagider projesinin Koordinatörü olması ve gençlerin gönlünde taht kurması, hep çoşkulu samimi, azimli, çalışmalarının neticesi oluyor.Süreci ve krizi  iyi yönetim becerisi ve gelenek göreneklerle akıllı mücadelesi, çalışkanlığı, zorun üstüne gitmesi onu hep daha başarılı yapan en önemli özellikleri olmuştur.Bu sürecide aşağıda yine Münteha’nın anlatımıyla ekledim.“Gençlerle iyi anlaşmamı şuna bağlıyorum evin küçüğü olduğumdan ailede  bir konuda fikrimi söylemeye kalktığımda duyduğum ve aklımda kalan ilk cümle ”kendini küçük çayda büyük balık mı zannediyorsun ” du . Büyüsen de küçük olmak ve küçük kalmak hem iyi hem kötü bir durumdu tek sevdiğim kısmı “ AİLEDE HEP KÜÇÜK KALMAK.

Her yaştan her konumdaki  kişilerle iletişim kurmak ve bu yönümü farklı şekilleri ile keşfetme sürecime destek ve neden olan GENÇ KAGİDER’in hayatımda yeri hep farklı olacaktır. Yüzünü görmediğim gençlere liderlik etmek, iletişimde olmak mesafelere rağmen bir amaç etrafında toplanmak ve hızlı organizasyon ile 10 farklı üniversitede etkinlik yapma keyfi tüm yorgunlukları unutturuyordu.Bu projenin başarısını senin de dediğin gibi  doğal, samimi, açık ve tutkunun peşinden gitmek dışında birilerine dokunmak, onların hayatında yer edinmek, rol model olmak, inanmak ve inandırmak olarak özetleyebilirim. Başarının asıl ve en önemli kısmı dernekteki tüm arkadaşların bu projeye olan inancı, maddi ve manevi desteğiydi Kagider olarak güzel bir takım çalışması sergiledik.

 

 G

ezi olaylarındaki genç hareketi herkesi büyülemişti ama biz bu gücü daha önceden fark etmenin gururu içindeydik.. Gençlere yapılan her yatırım ve destek geleceğimize yatırımdır. Şirketimde de gençlerle çalışmayı ,staj imkanı sağlamayı kişisel gelişimim dışında şirketimin ve genç tecrübenin kazancı olarak görüyorum..”Münteha 2012 de WPO Ttürkiye Chapter  üyesi oluyor.Münteha  hem kendi işinde hem Genç Kagider ile çok çarpıcı projeleri ile gençlerin olduğu kadar, tüm Güneydoğulu kadınların, Kagider’in hepimizin gururu, mutluluğu olmaya devam ediyor.Hem güçlü, tuttuğunu koparan,zor nedir bilmeyen bir  kadın, hem gelenek ve görenekler içinde bunu dengelemek başarısının en önemli sırlarından.Harika bir anne ve eşiyle   birbirlerini çok iyi tamamlayan,   anlayan destekleyen bir aile düzenleri var.Bu güzel aileyi tanımaktan çok mutluyum.

Sevgili Münteha Başarısızlığın Dayanılmaz Hafifliği projesiyle, sadece başarıları değil, başarısızlıkları da anlatalım, bu konuda da  örnekler hikayeler paylaşalım, dediğinde kendi girişimcilik ve hayat hikayesinde de zorlukların nasıl avantaja çevrildiğini yürekten hissetmiş ve anlatmak istemişti. Hikayenin tümünde zorluklar nasıl aşılmalı diye yola çıkıldıkça,  başarı kendiliğinden geliyor. Ama zorluklar olmasa idi; Münteha şimdi nasıl yaşıyordu? diye sorsak; bize ne anlatırdı, acaba?Girişimcilikte zorluklarla savaşmak olmazsa olmaz zaten. Girişimci her zaman iyi bir savaşçı olmak zorunda. Benim de  onunla her dönemini  anlattıklarıyla paylaştığım; yaşadığım, geçtiğimiz yıllarda; onu sonunda  pes ettiren, artık yeter dedirten, çok önemli cirolara sahip müşterisi ile yaşadığı zorluklar karşısında aldığı karar ve sonrasını belki bize bir başka zaman artı ve eksileri ile  anlatacaktır. Neleri göze aldı? Neler yaşadı? Bugün neler oldu?Çok teşekkürler, başarılar Münteha’cım. Bundan sonra zorluklarla değil keyifle yapılan uğraşlar ve mücadeleler ile  kazanacağın başarıların olsun diyorum. Çocukların eşin güzel ailenle mutlu ve huzurlu ol. Sevgiler, sevgiler…

Bir yanıt yazın